Menu

Prof. Dr. Şeref Olgar Resmi Web Sitesi

Merhaba,
Web sitem üzerinden tecrübelerimi sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyacağım...
Sağlıklı günler sizin olsun...

Toplam Ziyaretçi

free counters

ÇOCUK HASTALIKLARI

ÇOCUKLARDA ANİ BAŞLAYAN GÖĞÜS AĞRISI

Göğüs ağrısı çocuklarda sık görülen, çoğunlukla ailelerin çocuklarını acil kliniğe götürmesine neden olan  bir rahatsızlık durumudur.

Erişkinlerde genellikle kalp hastalığının bir bulgusu olarak kabul edilmesine karşılık çocuklarda çoğunlukla benign nedenlerle oluştuğu bildirilmektedir. Çocuklarda kardiyorespiratuvar (kalp ve solunum yolu patolojileri) problemlere bağlı gelişirken erişkinlerde en sık nedenini psikolojik problemlere dayanmaktadır.

Çocuklardaki organik nedenlere bağlı gelişen göğüs ağrıları genellikle akut başlayıp;

  • Uyku bozukluklarına
  • Oyunun ertelenmesine
  • Okula gitmeme
  • Ateş
  • Anormal halsizlik görünümlerine yol açmaktadır 

Ayrıca çoğunluğu

  • göğüs travmaları
  • fiziksel aktivite
  • enfeksiyon gibi bir nedenden sonra başlamaktadır.

Çocuklarda organik göğüs ağrısına;

  • göğüs cilt ve duvarı
  • kemik
  • kaburga ve bunların göğüs kemiğine birleştiği eklemler
  • akciğerlerin dışındaki zarlar
  • akciğerler
  • yemek borusu
  • diyafragma hastalıkları
  • damar hastalıkları
  • kalpten kaynaklanan durumlar neden olmaktadır. 

Bu organları ilgilendiren patolojilerden en ciddi nedeninin kalp hastalıkları olması nedeniyle her hastanın titiz bir şekilde değerlendirilmesi ve göğüs ağrısına yol açabilecek tüm hastalıkların araştırılması tavsiye edilmektedir.

Göğüs ağrısının süresi, hangi sıklıkta ortaya çıktığı, hangi durumlarda arttığı-azaldığı, süresi, yeri, yayılımı, ağrının özelliği ve şiddeti önemlidir.Ayrıca yemek yemekle, vücut pozisyonuyla ve egzersizle ilişkisi de önemlidir. Göğüs ağrısına eşlik eden bulgular, ağrının çocuğun günlük hayatına ve aktivitesine ne ölçüde etki ettiği sorgulanmalı; aile öyküsü, yakın akrabalarda ani ölüm, erken yaşta geçirilen kalp krizi yönünden de araştırılmalıdır. Ayrıca çocukta psikolojik bozukluğa yol açabilecek anne-baba ayrılığı, taşınma, okul başarısızlığı, olumsuz arkadaşlık ilişkileri öğrenilmelidir.

Çocuklarda göğüs ağrılarının yaklaşık % 4-6’sını kalp-damar hastalıkları oluşturmaktadır. Nadir olmasına rağmen kalp hastalıkları kötü seyirli olabilecekleri için çok önemlidir. Bilinen bir kalp hastalığı olan çocuklarda, egzersizle ortaya çıkan göğüs ağrılarında, göğsün ortasında olup ezici tarzda ve boyuna/sol kola yayılan göğüs ağrılarında, çarpıntı, bayılma, baş dönmesi, çabuk yorulma yakınmaları olan çocuklarda kalp hastalıklarından şüphelenilmelidir. Eşlik eden ritim bozukluğu, çarpıntı, hipotansiyon, hipertansiyon, anormal kalp sesi, üfürüm saptanan hastalarda kalp hastalıkları detaylı olarak incelenmesi tavsiye edilmektedir. Özellikle sendromik görünümü olan (Down, Marfan, Turner..) hastalarda kardiyak nedenlerin dışlanması önerilmektedir.

Kalp hastalıklarının çoğunluğunda kalpte bir üfürüm duyulur. Kalp hastalığına bağlı üfürümlerin masum üfürümlerden ayırtedilmesi son derece önemlidir. Çünkü masum üfürümler sağlıklı çocukların yaklaşık % 40’ında duyulabilirken, kalp hastalığından kaynaklanmayan üfürümlerdir.

 

BAYILMA/FENALAŞMA/SENKOP

Bayılma toplumda sık görülen, aniden yere yığılmanın görüldüğü bilincin geçici olarak kaybolması ile karakterize bir durumdur. Sık görülen bu durum otonom sistemdeki (sinir sisteminin sempatik ve parasempatik fonksiyonlarındaki) etkilenme ile birlikte özellikle kalp ve damarsal değişikliklerle ortaya çıkmaktadır. Bayılma; farklı mekanizmalarla oluşsa da;

  • Kalp ritmindeki değişiklik (çarpıntı/tekleme)
  • Terleme (soğuk soğuk terleme)
  • Karın ağrısı (yan ağrısı)
  • Gözlerinin önünde kararma
  • Bulanık görme
  • Bulantı
  • Baş dönmesi
  • Sendeleme
  • Bayılma hissi gibi hislerden sonra yaklaşık birkaç saniye kadar süren şuur kaybı gerçekleşmektedir.

Özellikle gençlerde refleks aracılığı ile görülen bayılmalarda sıklıkla uzun süreli ayakta kalma ya da dik oturur konumda ortaya çıkmaktadırlar. Ayakta bekleme ve oturma sırasında yaklaşık bir litreye yakın kanın karın ve bacak damarlarımızda biriktiği ve kalbe geri dönen kan miktarının azaldığı saptanmıştır (ortostatik bayılma).Bu tip bayılmalar vazovagal veya nörokardiyojenik bayılma olarak adlandırılmaktadır.

Bu tür bayılmalar sıklıkla uzun süre hareketsiz ayakta bekleme, boyundaki atar damar üzerindeki reseptörlerin aşırı derecede duyarlı olması, sindirim sisteminin ileri derecede aktif olması, şiddetli öksürük, idrar ve ıkınma sonrası ortaya çıkmaktadır. Refleks yolla kalp ve damar sisteminde parasempatik sistem aktivasyonu gerçekleşir. Bunun sonucunda tansiyon düşüklüğü ve nabız yavaşlaması oluşarak şuur kaybı gerçekleşmektedir. Aynı durum yatar pozisyonundan aniden ayağa kalkma ile de gerçekleşmekte olup bu dönemde kan basıncında geçici olarak 25-30 mmHg'lık bir düşme gözlemlenmektedir. Bu durum sağlıklı kimselerde de geçici göz kararması ve baş dönmesi bulgularına sebep olmaktadır. Ayrıca tansiyonun düşmesi ve kalbin yavaşlamasına neden olan birçok ilaç ve klinik durumda da benzer klinik bulgular görülmektedir

Bayılmaların önemli bir kısmının kardiyak (kalp) kökenli olduğu kabul edilmektedir. Birçok olguda kalp ritminin önemli derecede yavaşlaması veya hızlanması ile birlikte tansiyon düşüklüğü görülmektedir. Bu tansiyon düşüklüğü sonucunda beyin dokularının az kanlanması ile geçici aniden bayılma gerçekleşmektedir. Bu tip bayılmalarda bayılma uzun sürmez ve otonomik bulgular düzelirse hasta hemen kendini toparlar ancak uzun sürmesi ile hastada kasılmalar, idrar ve dışkının kaçırılması gibi nörolojik bulgular eşlik edebilmektedir.

Ancak kardiyak nedenlere bağlı senkoplarda mortalite riskinin yüksek olması nedeniyle mutlaka ayrıntılı değerlendirme yapılması önerilmektedir. Bunların çoğunluğu 

  • Aort stenozu
  • Hipertrofik kardiyomiyopati
  • Fallot tetralojisi
  • Atrial miksoma
  • Kalp tamponadı
  • Miyokardit gibi hastalıklarla birlikte
    • Sinüs düğüm fonksiyon bozukluğu
    • Atriyoventriküler blok
    • Supraventriküler taşikardi
    • Wolf-Parkinson-White sendromu
    • Uzun QT sendromu
    • İdiyopatik ventriküler fibrilasyon
    • Katekolaminerjik ventriküler taşikardi gibi kardiyak ritim bozukluklarına bağlı gelişmektedir
Bayılma teşhisinde gözlem ile beraber kalpten kaynaklanan nedenlerin ekarte edilmesi için mutlaka bu tip hastaların değerlendirilmesi gerekmektedir. Teşhis amacıyla;
  • Elektrokardiyografi (EKG) 
  • Holter EKG
  • Ekokardiyografi
  • Efor testi
  • Elektrofizyolojik tetkik
  • Eğik Masa Testi (Head Up Tilt Table Test)’leriden yararlanılmaktadır

Hastanın tedavisi hikaye, fizik muayene, EKG, ekokardiyografik değerlendirilmesi, efor testi, biyokimya, elektrofizyolojik tetkik, eğik masa testi gibi araştırmaların sonuçlarına göre planlanmaktadır.

  • Hareket ile birlikte su kaybının yerine konması ve bayılmaya yol açan uyarılardan uzak durulması gibi önlemler bayılmanın tekrarını önleyebilmektedir
  • Fenalık hissi, bulanık görme gibi öncü belirtileri hissedince derhal bacakların yükseltilmesi, hastanın hemen oturması, mümkünse uzanması tavsiye edilmektedir.